9 Ocak 2012 Pazartesi

Sorun Bende Değil Sende - Pinkfreud

Son zamanlarda demek haksızlık olur, hayatım boyunca okuduğum en güzel kitaptı. Hayatınızı değiştirecek diyemem evet. Ama duygusal ilişkilerimizde yaşadığımız kısır döngülerin, hayal kırıklıklarının ve kapıldığımız umutsuzlukların kalemi güçlü bir ortağı yazar. Son derece açık seçik ve oldukça mizahi bir dille anlatıyor başından geçenleri ve her hikayede kendinizden bir şeyler buluyorsunuz. Hem yalnız olmadığımızı, pek çok kişinin bizimle aynı durumda olduğunu düşündürüyor hem de olaylara daha pozitif bakmamızı sağlıyor.

Hem bitmesini istemiyorsunuz hem de çılgın gibi günün her anında okumak istiyorsunuz. Su gibi akıyor adeta. Kitabın son sayfalarını okuyup, yüzümde bir gülümsemeyle kapattığım bir uçak yolculuğunda yanımda oturan yaklaşık 70 yaşlarında bir teyzenin kitaba uzanıp " bakabilir miyim kızım" dedikten 10 dakika sonra kitabın yaklaşık 4'te 1'ini okumuş olması ve "ay çok güzelmiş bu, ben de alayım bari" diyerek yolculuğun sonunda iade etmesi de hem kitabın enerjisinin hem de 7'den 70'e her kadının kendinden bir şeyler bulduğunun kanıtıdır diye düşünüyorum. Kitabı okuduğunuzda (ya da okuduysanız) daha iyi anlayacaksınız ki teyze kitabı eline aldığında bir an paniklemiş ve utanıp sıkılmışta olsam, kitabı beğenmesi bir de üstüne devamını okumak istemesi kitapla ilgili olumlu düşüncelerimi pekiştirdi ve kitap beni dolaylı bir yoldan da olsa bir kez daha güldürdü.

PuCCA ile eş zamanlı çıkan bu kitabın hemen ardından PuCCa'ya da merak salıp okumaya başladım. Henüz başlardayım ancak şu aşamada Pinkfreud'u daha başarılı bulduğumu belirtmek isterim. Gönül rahatlığıyla söylüyorum, aldığınıza "asla" pişman olmayacaksınız.

Ufak bir not : Mümkün olduğunca public mekanlarda okumaktan kaçının, çünkü gerçekten kahkahalarınıza hakim olamayacaksınız. Gülmemek için kendini zor tutan görüntünüz, etraftan tuhaf karşılanıyor. Tecrübeyle sabitlenmiştir.

Bilginize.

Sil Baştan - Ken Grimwood

Baştan sona son derece etkileyici ve sürükleyici bir kitap. 40'lı yaşlarında öldüğünü zannedip defalarca gençliğine dönen ve yeniden yaşamaya başlayan bir adamın, her tekrarında neler hissettiği ve farklı deneyimlerle dolu hayatlarına bakışı anlatılıyor. Kısa bir zaman dilimine sıkıştırılmış bu sonsuzluğu hayal etmenizi sağlıyor yazar. "Ben olsaydım" diyorsunuz her seferinde. Bazen ürkütücü, bazen yorucu ve sıkıcı geliyor bu tekrarlar... Başta okuyucuya sorumluluklarını bir kenara bırakıp hayatı gelişine yaşama güdüsü veriyor ama sonrasında bu içi boş yaşam tarzının böylesi bir sonsuzlukta bile nekadar sıkıcı olduğunun mesajını veriyor. Kitabı bitirip kapattığınızda bu döngülerin içinde savrulmuş, ne yapacağını bilememiş ama her tekrarını en iyi şekilde yaşamaya çalışmış kahramanlarla birlikte sizde geri kalan zamanınızın önemini ve bu zaman içerisinde nelere önem vermeniz gerektiğini sorgulamış oluyorsunuz.